Bilinçaltı Yeterlik ve Modern Kolluk Gücü: Yarışma Temelli Eğitim Yaklaşımı.
- Selcuk Aksak
- 23 Mar
- 9 dakikada okunur

Giriş
Günümüz güvenlik ortamı; şehir savaşları, ani silahlı çatışmalar ve yüksek stres altında hızlı karar alma becerilerini zorunlu kılmaktadır. Bu gerçeklik, kolluk kuvvetleri ve askeri özel birimlerin eğitim süreçlerini sürekli olarak gözden geçirmesini gerektirmektedir.
Ancak halen birçok ülkede, özellikle gelişmekte olan savunma sistemlerine sahip ülkelerde, ateşli silah eğitimi geleneksel modeller üzerine kurgulanmış; ezbere dayalı, refleksif olmayan ve statik hedefler üzerinden yürütülmektedir.
Bu durum, profesyonel silah kullanıcılarının görev anındaki performanslarını doğrudan etkilemekte; zaman, isabet ve karar süreci bakımından hayati zafiyetler oluşturabilmektedir. Tam da bu noktada, yarışma atıcılığı gibi disiplinlerin sunduğu dinamik, ölçülebilir ve sürekli gelişimi teşvik eden sistemlerin, kurumsal eğitim süreçlerine entegre edilmesi kaçınılmaz bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.
Özellikle “Subconscious Competence” (Bilinçaltı Yeterlik) kavramı; bir atıcının silahı, nişanı, tetik kontrolünü ve hedef geçişlerini düşünmeden, doğal reflekslerle uygulayabilmesi anlamına gelir ki bu, sadece sayısız tekrarla ve yarışma ortamında oluşan yüksek yoğunluklu pratikle mümkündür.

Yarışmalarda zamanla yarışmak, stresle baş etmek ve çoklu ,farklı açılar mesafeler ve yoğunluktaki hareketli hedeflere müdahale etmek gibi koşullar, bireyin hem bilişsel hem motor becerilerini en üst düzeyde eğitir. Nitekim bu model, ABD Özel Kuvvetleri (SOCOM), US Army Marksmanship Unit ve özellikle yakın mesafeli çatışma (CQB) koşullarına uyumlu eğitim modelleriyle tanınan Orta Doğu merkezli bazı özel kuvvet yapıları tarafından aktif olarak uygulanmakta ve desteklenmektedir.
Bu çalışma kapsamında ele alınan kurumsal eğitim modelleri doğrudan açık kaynak niteliği taşımamakla birlikte, yarışma temelli dinamik atıcılık yaklaşımlarının, modern kolluk ve askeri eğitimin yapısal dönüşümüne etkisi üzerine uluslararası uygulamalardan esinlenilerek şekillendiği gözlemlenmektedir. NATO konseptleriyle uyumlu olduğu değerlendirilen bu yaklaşımlar, bireysel performansa dayalı, ölçülebilir ve bilinçaltı yeterliliğe odaklanan bir eğitim kültürünü işaret etmektedir.
Bu bağlamda bu çalışmanın temel amacı, yarışma temelli eğitim sistemlerinin; geleneksel kolluk kuvveti ve askeri atış eğitimi modelleri ile kıyaslanarak ne ölçüde performans temelli bir dönüşüm sunduğunu analiz etmek, mevcut dirençleri tanımlamak ve sistematik öneriler geliştirmektir.

2. Literatür Taraması
Modern kolluk kuvvetleri ve askeri özel birimlerde ateşli silah kullanımı yalnızca teknik bir beceri değil, aynı zamanda stres altında karar verme, refleksif hareket kabiliyeti ve bilişsel yük yönetimi gibi çok katmanlı bir yeterliliktir. Bu bağlamda, “Subconscious Competence” (bilinçaltı yeterlik) kavramı, atıcının silah manipülasyonunu düşünmeden, refleks düzeyinde gerçekleştirebilmesi anlamına gelir ve özellikle yarışma temelli eğitim sistemleri bu becerilerin gelişiminde etkili bir araç olarak öne çıkmaktadır.
2.1. Bilinçaltı Yeterlik Kuramı ve Öğrenme Evreleri
Fitts ve Posner (1967) tarafından geliştirilen Motor Öğrenme Aşamaları Kuramı, beceri edinimini üç temel evreye ayırır: bilişsel (cognitive), ilişkilendirme (associative) ve otomatikleşme (autonomous). Son aşama olan otomatikleşme evresinde birey, eylemi bilinçli düşünmeden gerçekleştirebilir. Silah kullanımı gibi yüksek stres altında yapılan eylemlerde bu evreye geçiş, başarı ile hayatta kalma arasındaki farkı belirleyebilir (Magill & Anderson, 2017).
Yarışma atıcılığı, bu otomatikleşme sürecini yüksek tekrarlılık, zaman baskısı ve performans geribildirimi yoluyla doğal olarak teşvik eder. USPSA/IPSC/IDPA gibi disiplinlerde saniyelik tepkiler, hedef geçişleri ve tetik kontrolü, bilinçli düşünmeye yer bırakmaksızın refleks düzeyinde uygulanır.

2.2. Kolluk Kuvvetleri Eğitiminde Durağanlık Sorunu
Wes C. (2020), “Competition Will Make You a Better Shooter” adlı yazısında, birçok kolluk kuvveti eğitiminde halen 1950’li yıllardan kalma tekniklerin uygulandığını ve eğitim programlarının yarışma atıcılığı gibi çağdaş gelişmelere kapalı kaldığını belirtmektedir. Özellikle “hard front sight focus”, “trigger reset hissi” gibi kavramlar, yerini daha modern, dinamik ve sonuç odaklı tekniklere bırakmışken; bazı kurumlarda bu dönüşüm henüz gerçekleşmemiştir.
Benzer şekilde Jeff Cooper’ın “Modern Pistol Technique” sistemi, 1990’lı yıllarda kurumsal eğitimlere yön verse de, bugün yarışma atıcılığı kaynaklı tekniklerin (örneğin: slack-prepping, recoil içinde reset, dry practice metodolojisi) çok daha üstün sonuçlar verdiği görülmektedir (Cooper & Morrison, 1991; Proctor, 2018).
2.3. ABD ve NATO Örnekleri: Yarışma Disiplini ile Entegrasyon
ABD’de Army Marksmanship Unit (AMU) ve Marine Corps Shooting Teams, aktif olarak yarışma atıcılığına katılan personeli bünyesinde barındırmakta ve bu bireyler kurumsal eğitmen olarak da değerlendirilmektedir. Ayrıca SOCOM (Special Operations Command) bünyesindeki bazı taktik eğitim dokümanlarında, “competition-based marksmanship” vurgusu açıkça yer almaktadır (FM 3-22.9; TC 3-20.40).
NATO ülkelerinde, özellikle Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika merkezli yapılarda, personelin yarışmalara katılımı desteklenmekte, bu faaliyetler “gelişim hedefi” kapsamında görev süresine dahil edilmektedir (NATO STANAG 3797).

2.4. Yarışma Disiplini ile Gelişen Teknikler ve Eğitim Yöntemleri
Teknik | Geleneksel Eğitim | Yarışma Temelli Eğitim |
Tetik Reset | Durdurarak hissetme | Recoil içinde doğal reset |
Hedef Geçişi | Statik, kontrollü | Recoil altında hızlı geçiş |
Dry Practice | Çok sınırlı | Sistemli, sayısal hedefli |
Geri Bildirim | Eğitmen yorumu | Zaman + isabet + video analiz |
Stres Simülasyonu | Çok sınırlı | Doğrudan zaman baskısı ile |
Bu tablo, yarışma disipliniyle yetişmiş bir atıcının, görev ortamında gerek refleksif gerekse bilişsel açıdan üstünlük elde ettiğini açıkça ortaya koymaktadır.
3. Kurumsal Eğitim Dokümanlarının Analizi: Teori ile Uygulama Arasındaki Boşluk
Türkiye’de kolluk kuvvetleri ve askeri özel birimlerin eğitimine dair doğrudan kaynaklara erişim sınırlı olmakla birlikte, kamuya açık olmayan bazı dokümanların içerik yapısı, eğitim felsefesi ve teknik öncelikleri incelendiğinde, bu sistemlerin büyük oranda mekanik nişancılığa dayalı, refleksif olmayan ve ezber temelli bir anlayışla sürdürüldüğü görülmektedir. Bu yapı, çoğu zaman bireysel gelişimi ölçmek yerine “eğitim tamamlandı” ifadesine dayalı kurumsal tatmin mekanizmaları üretmektedir.
3.1. Eğitim Yaklaşımında Birey Odaklı Gelişim Eksikliği
Bazı yönerge ve dokümanlarda “atıcı kartı ile seviye takibi”, “refleks kazandırma”, “kişiye özel eğitim planlaması” gibi modern eğitim ifadeleri bulunsa da, uygulamaya dönük pratikte bu kavramların yeterince içinin doldurulmadığı anlaşılmaktadır. Eğitimin hâlen şu unsurlara dayandığı gözlemlenmektedir:
Atış hattı düzende, sabit hedeflere yapılan kontrollü atışlar,
Sınırlı geri bildirim döngüsü, çoğunlukla eğitmen yorumu odaklı,
Rekabet ve stres faktörünün olmaması,
Dry practice uygulamalarının sistematik şekilde teşvik edilmemesi.
Bu durum, yarışma disipliniyle geliştirilen "subconscious competence" seviyesinin kurumsal yapılar içinde neden oluşmadığını açıklar niteliktedir.

3.2. Senaryo Temelli Eğitimde Dinamizm Eksikliği
Özellikle meskûn mahal çatışma eğitimlerine yönelik düzenlenen bazı rehberlerde, senaryoların “teknik sıralamalarla” oluşturulduğu, ancak doğal refleks geliştirmeye veya sürpriz hedef koşullarına yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Örneğin:
Hedef geçişleri önceden bilinir,
Silah manipülasyonu, zaman baskısı olmadan yapılır,
Zihinsel “karar verme zorunluluğu” eğitimde kurgulanmaz.
Oysa ki IDPA/USPSA gibi disiplinlerde, karar alma – ateş etme – pozisyon değiştirme döngüsü her turda farklı şekillerde karşımıza çıkar ve bu da refleksin değil, bilinçli bilinçaltı kontrolün gelişmesini sağlar.
3.3. Mevzuat ve Kurumsal Direnç: Yarışma Disiplinine Uzaklık
Eğitim belgelerinde yarışma disiplini kavramına doğrudan bir referans bulunmamakta, bu durum kurumsal düzeyde hâlâ “spor” ile “görev” ayrımının yapıldığına işaret etmektedir. Oysa uluslararası örneklerde bu ayrım yerine “sivil sektörden öğrenme” yaklaşımı benimsenmiştir.
ABD AMU, SOCOM, hatta bazı Batı Avrupa kuvvetlerinde görevli personelin yarışmalara katılması, görev süresi içinde gelişim programı olarak tanınmakta ve eğitim birimlerinin içeriği buna göre şekillendirilmektedir. Türkiye’de ise bu uygulama büyük oranda bireysel çaba ile sınırlı kalmakta; yarışmalarda derece yapan kamu personelinin bu yetkinliği, görevde resmi olarak değerlendirilememektedir.
4. Kurumsal Direnç Dinamikleri ve Dönüşüm Önerileri
4.1. Kurumsal Dirençlerin Kaynakları
Yarışma temelli dinamik atıcılık, bireysel becerilerin gelişimi, refleksif karar alma, zaman baskısı altında silah hâkimiyeti gibi kritik kazanımlar sunmasına rağmen, bu disiplinlerin kurumsal eğitim sistemlerine entegre edilmesinde ciddi dirençlerle karşılaşılmaktadır. Bu dirençlerin temel kaynakları şu şekilde sınıflandırılabilir:
a. Kültürel Direnç:
Kurum içi hiyerarşik yapılar, uzun yıllardır kullanılan yöntemleri “gelenek” olarak görmekte, bu geleneksel yaklaşımlar sorgulanmaz hale gelmektedir. "Yarışma sporu" olarak görülen bir disiplinin "gerçek görev hayatında yeri olamayacağı" yönündeki kalıplaşmış yargılar, değişimin önündeki en büyük engellerden biridir.
b. Algısal Direnç:
“Yarışma atıcılığı seni sokakta öldürür” söylemi, taktik gerçeklikle yarışma disiplini arasında sahte bir çatışma oluşturmuştur. Oysa ki, yarışma disiplini marksmanship (atış becerisi) geliştirir; taktiksel karar alma (CQB, FOF, ROE) ile karıştırılmamalıdır. Bu ayrım yeterince anlatılamamıştır.
c. Yapısal Direnç:
Kurumsal müfredatların yenilenme sıklığı düşüktür. Yeni tekniklerin entegre edilebilmesi için idari onay süreçleri, bütçe tahsisleri, kadro değişiklikleri gereklidir. Bu durum inovasyonu yavaşlatır ve “statükonun devamı” eğilimini destekler.
d. Yasal ve İdari Direnç:
Yarışmalara katılan görevli personelin bu faaliyetleri “görev süresi” kapsamında değerlendirilmemesi, harcırah veya lojistik destek sağlanmaması gibi unsurlar da gönüllü çabanın önünü kesmektedir. Yarışmalar adeta “sivil boş zaman faaliyeti” olarak konumlandırılmakta, kurumsal gelişime katkısı tanınmamaktadır.
4.2. Uluslararası Reform Örnekleri
Ülke / Kurum | Uygulama | Açıklama |
ABD – AMU / SOCOM | Yarışma atıcılığı eğitmenliği | Görevli personel, yarışma deneyimine göre marksmanship eğitmeni olarak atanabilir |
Norveç / Finlandiya Silahlı Kuvvetleri | Açık kaynaklı performans sistemi | Yarışma sonuçları, bireysel eğitim planlamasında kullanılır |
Kanada RCMP | Görevli izinle müsabaka katılımı | Görevli polis, devlet izniyle ulusal ve uluslararası yarışmalara katılır |
Fransa GIGN / Almanya GSG-9 | Bireysel gelişim takibi | Yarışmalara katılan personelin gelişimi merkezden izlenir ve performans değerlendirmesine eklenir |
İtalya – Carabinieri / Polizia di Stato | Kurumsal atış takımları | Kolluk kuvvetleri bünyesinde oluşturulan atış takımları, personelin yarışma atıcılığına katılımını teşvik eder ve bu faaliyetler profesyonel gelişim aracı olarak değerlendirilir. |
Macaristan / Sırbistan Silahlı Kuvvetleri | Macaristan / Sırbistan Silahlı Kuvvetleri | Tarihsel atış sporu geleneği ve NATO uyumlu eğitim programları çerçevesinde, personelin atış becerileri geliştirilir; keza yarışma atıcılığının resmi entegrasyonu konusunda çalışmalar başlatılmıştır. |
4.3. Türkiye İçin Önerilen Sistem Modeli
Görevli Yarışmacı Statüsü:
Belirli başarı kriterlerini karşılayan kamu personeline “kurumsal yarışmacı” statüsü tanımlanmalı. Bu personel, görevli olarak yarışmalara katılabilir, lojistik destek ve resmi temsil yetkisi alabilir.
Kurumsal Yarışma Takımları:
Tıpkı futbol veya atletizmde olduğu gibi, JGK, EGM, TSK bünyesinde disiplinli yarışma atıcılığı kulüpleri kurulabilir. Bu yapılar, kurum içi eğitimde de aktif rol üstlenebilir.
Akademik Destekli Eğitim Güncellemeleri:
Üniversitelerle ve akademisyenlerle yapılacak işbirlikleri ile eğitim müfredatlarının bilimsel dayanaklarla güncellenmesi sağlanabilir.
Teşvik Mekanizmaları:
Yarışma atıcılığına katılım sağlayan personelin masrafları kısmen veya tamamen kamu tarafından karşılanmalı. Bu faaliyetler, hizmet içi gelişim programları kapsamında değerlendirilmelidir.
Yarışma Deneyimi ile Eğitici Yükselmesi:
Yarışma deneyimi olan personel, kurum içi marksmanship veya temel atış eğitmeni olarak öncelikli değerlendirilebilir.
5. Sonuç ve Genel Değerlendirme
Bu çalışma, modern kolluk kuvvetleri ve askeri özel birimlerde yarışma temelli atıcılık disiplinlerinin neden ve nasıl entegre edilmesi gerektiğini, hem bilimsel kuramlar hem de ulusal/uluslararası uygulamalar ekseninde derinlemesine ele almıştır. Eğitimde yıllardır süregelen durağan yapının, çağın gerektirdiği refleksif ve bilinçaltı temelli silah becerilerini geliştirme konusunda yetersiz kaldığı çok sayıda örnekle ortaya konulmuştur.
Yarışma atıcılığı, yalnızca bir spor dalı değil; yüksek stres altında doğru karar verebilme, tetik kontrolü, hızlı hedef değişimi ve kas hafızasına dayalı hareketlerin kusursuzca uygulanmasını sağlayan dinamik bir eğitim aracıdır. Bu yönüyle, “subconscious competence” düzeyine erişmiş bir atıcı, sadece isabetli değil; aynı zamanda hızlı, etkili ve güvende olmayı da başaran profesyonel bir silah kullanıcısına dönüşür.
Yapılan literatür taramasında, başta Fitts & Posner'ın beceri edinim aşamaları, bilişsel yük kuramı, ABD AMU ve SOCOM gibi profesyonel yapılar olmak üzere, yarışma disiplininin askeri-taktik eğitimle çelişmediği; aksine onu tamamladığı görülmüştür.
Türkiye’de ise incelenen kurumsal eğitim dokümanlarının çoğunda, yarışma dinamiklerinden esinlenilmiş izlere rastlansa da, bu yapıların doğrudan yarışma disiplinleriyle bütünleşmediği anlaşılmıştır.

5.1. Türkiye Modeli: Burkut Academy ve BORAN Deneyimi
Türkiye’de bu dönüşümün öncülüğünü yapan başarılı örneklerden biri, Burkut Academy nin BORAN Dinamik Atıcılık müsabakalarıdır. Bu etkinlikler, yarışma atıcılığı disiplininin sadece sportif bir faaliyet değil, aynı zamanda taktiksel refleks kazandırma ve görev performansı artırma aracı olduğunu gösteren nitelikte organizasyonlardır.
Burkut Academy tarafından uygulanan yarışma formatı, farklı senaryolarla düzenlenmiş parkutlar ile dayalı, zaman baskısı altında, çoklu hedef geçişli ve kuralları disipline edilmiş yapısıyla, modern taktiksel eğitim anlayışına son derece yakındır.
Bu formatta yarışan kolluk personelinin, görev sonrası dönüşlerinde özgüven artışı, tetik disiplini, çevresel farkındalık ve hızlı karar verme konularında gelişim gösterdiği gözlemlenmiştir. Bu modelin sistematik olarak analiz edilip yaygınlaştırılması, yerli dinamik atıcılık kültürünün kurumsal kabulüne ciddi katkı sağlayacaktır.
5.2. Yapısal Reform Önerileri: Disiplin, Bilim ve Kurumsallaşma
Bu noktada dönüşümün sadece yarışmalarla sınırlı kalmaması; ulusal düzeyde sistemleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Önerilen yapısal reform adımları şunlardır:
a. Hedef Atıcılığı Federasyonu Bünyesinde “Dinamik Atıcılık” Alt Disiplini
Tıpkı trap, skeet veya 10 m havalı tabanca gibi, “Dinamik Atıcılık” disiplini, Hedef Atıcılığı Federasyonu çatısı altında resmi bir alt branş olarak tanımlanmalıdır.
Bu tanımlama, hem yarışmaların resmiyet kazanmasını hem de ilgili eğitimlerin devlet desteğiyle yürütülmesini sağlar.
b. Üniversitelerde Spor Akademilerinde Bilim Dalı Olarak Yer Alması
Dinamik atıcılık, spor bilimi, motor kontrol, spor psikolojisi, nörofizyoloji gibi birçok alanla kesişmektedir.
Bu disiplin, spor akademilerinde hem teorik hem de uygulamalı olarak işlenmeli; yüksek lisans ve doktora düzeyinde çalışmalar desteklenmelidir.
Böylece alanında uzman, bilimsel temelli eğitmenler yetiştirilerek, eğitim kurumlarına nitelikli katkı sağlanabilir.
c. Askeri Okullarda Akademik Alt Yapının Tesisi
Askerî liseler, harp okulları ve jandarma eğitim kurumlarında “dinamik atıcılık” sadece uygulama değil, aynı zamanda bir akademik alt başlık olarak ele alınmalıdır.
Fiziksel eğitim bölümleri, marksmanship modülleri, karar verme ve refleks çalışmaları bu kapsamda yenilenmelidir.
d. Eğitmen Yetiştirme ve Kurumsal Akreditasyon
Yarışma geçmişi olan personel, akademik eğitimle desteklenerek “kurumsal eğitmen” olarak atanmalı.
Eğitmen akreditasyonu, hem sportif başarıya hem de pedagojik yeterliliğe dayandırılmalıdır.
Son Söz
Yarışma atıcılığı, sadece sportif bir eylem değil; modern kolluk gücünün en kritik ihtiyacı olan doğru anda, doğru refleksle, doğru kararı verme becerisini geliştiren bir mühim bir disiplindir. Türkiye'nin bu dönüşüme öncülük etmesi, yalnızca bireysel başarılar değil; kurumsal kabiliyet, operasyonel verimlilik ve milli savunma vizyonu açısından da stratejik bir atılım olacaktır.
6. Özet (Abstract)
Özet – Türkçe
Bu çalışma, yarışma atıcılığı disiplininin modern kolluk kuvvetleri ve askeri özel birimlerin eğitim süreçlerine entegrasyonunu, bilimsel kuramlar, ulusal/uluslararası uygulamalar ve saha gözlemleri ekseninde incelemektedir. “Subconscious competence” (bilinçaltı yeterlik) kavramı çerçevesinde, refleksif silah hâkimiyeti, zaman baskısı altında karar verme ve görev temelli becerilerin geliştirilmesinde yarışma disiplini temelli yaklaşımın etkileri analiz edilmiştir. Türkiye’de Burkut Academy ve BORAN yarışmaları üzerinden geliştirilen yerli örneklerle, eğitim modelleri, kurumsal direnç noktaları, ve yapısal reform ihtiyaçları tanımlanmıştır. Sonuç olarak, dinamik atıcılığın spor disiplini olmanın ötesinde, görev başarısını artıran stratejik bir eğitim yaklaşımı sunduğu ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler:
Dinamik atıcılık, yarışma atıcılığı, kolluk eğitimi, askeri eğitim, bilinçaltı yeterlik, Burkut Academy, BORAN, marksmanship, refleks eğitimi, görev performansı
Abstract – English
This study examines the integration of competitive shooting disciplines into the training processes of modern law enforcement and military special forces, through the lenses of scientific theory, international practices, and national field observations. Framed around the concept of “subconscious competence,” the research analyzes the impact of competition-based training on reflexive firearm control, decision-making under time pressure, and operational skills. Turkish case studies, including Burkut Academy and the BORAN dynamic shooting matches, are evaluated to reveal institutional challenges and structural reform needs. The study concludes that dynamic shooting is not merely a sport, but a strategic training approach that significantly enhances professional performance in critical missions.
Keywords:
Dynamic shooting, competitive shooting, law enforcement training, military training, subconscious competence, Burkut Academy, BORAN, marksmanship, reflex training, operational performance
Yazar
Dr. Selçuk Aksak
Shooting Sport Instructor & Coach
IDPA CSO, Gunsmith
Burkut Shooting Club
7. Kaynakça
· Enos, B. (1990). Practical Shooting: Beyond Fundamentals. Indianapolis: Zediker Publishing.
· Fitts, P. M., & Posner, M. I. (1967). Human Performance. Belmont, CA: Brooks/Cole.
· Magill, R. A., & Anderson, D. (2017). Motor Learning and Control: Concepts and Applications (11th ed.). McGraw-Hill Education.
· Morrison, G. B., & Cooper, J. (1991). The Modern Technique of the Pistol. Gunsite Press.
· NATO Standardization Office. (2007). STANAG 3797 – Marksmanship Training and Evaluation. Brussels: NATO HQ.
· Proctor, F. (2018). Performance Shooting Explained. Way of the Gun Publishing.
· TC 3-20.40. (2019). Training and Qualification – Individual Weapons. United States Army Training and Doctrine Command (TRADOC).
· US Army. (2016). FM 3-22.9: Rifle and Carbine Marksmanship. Department of the Army.
· Wes C. (2020). Competition Will Make You a Better Shooter. Retrieved from
· Jandarma Genel Komutanlığı. (t.y.). Uluslararası Eğitim Kataloğu. Ankara: Jandarma Genel Komutanlığı Yayınları.
· Burkut Academy Belgeleri ve BORAN Müsabaka Gözlemleri. (2024). Kişisel saha gözlemleri ve uygulamalı eğitim değerlendirmeleri. İstanbul: Burkut Academy.
Sayın hocam, somut örnekleriniz, bu çalışmaların gerçek dünyada uygulanabilirliğini ve dahası başarısını ispat eder nitelikte olmuş. Ayrıca yapısal reform önerilerinin kapsamı ve akademik altyapının kurulması fikri, sürdürülebilir ve bilimsel bir dönüşüm süreci için oldukça isabetli. Bu tür yenilikçi ve dönüşüm odaklı yaklaşımların ülkemizde ve dünyada daha geniş platformlarda tartışılması ve hayata geçirilmesi için önemli bir referans oluşturmuşsunuz. Emeğine sağlık!